Çok özel ve çok hususidir..-Hiçliğini bilirsen ne olursun..?)

1091 26.11.2014
indir
Bak şu betonu görüyor musun? betonu, köprüyü, asfaltı, lambayı, arabayı, deniz, dağ?
Burada Sâni yok mu var mı? var.. Şimdi hiçliğini bilmek, ilmin sonu olduğu için yani sonsuz
son işte, ilmin sonu yok ya işte öyle.. yani hiçliğini bilmek demek ilimle bilmek oluyor,
hiçliğini bilmek yok olmak şu taş varya yolun kenarındaki hiç birşey hatırlamamak değil..
Mesela yaşayan bir insanın beynini sıfırlamak değil, sıfırlayınca hatırlayınca kendi
benliğine geliyor, böyle değil.
 
Hiçliğini bilmek şu; Hiçbir şey olmamak yani mesela lamba olmamak asfalt olmamak, taş
olmamak.. ama taşı meydana getiren Sâni, Hakîm, Alim, Kadîr, Latif hangi isimler varsa..
yani bu isimler burda belirlenmiş, belirtilmiş burda.. İşte hiçliğini bilmek, hiçbir şey şey adı
altında, hiçbir şeye belirlenmeden esmanın mertebe-i azamına mazhar olmak, esmanın
hakikatına mazhar olmak.. o zaman ne oluyor Sani nerdeyse sen oradasın, Sani mazide
%1 var, şimdide var, gelecekte var, lambada var, tabelada var, asfaltta var, öyle değil mi? Sani
yok mudur? Sani nerdeyse, sen oradasın.. o zaman Cennette Sani var, Cehennemde var,
Arşda var, Kürsde var, Azrailde var, Cebrailde var.. Yani o zaman hiçliğini bilmek demek,
hiçbir şey demek yani hiçbir belirleniş olmamak, yani taş olmamak, ağaç olmamak, buna
şey deniliyor, hani belirlenmiş.. eşyayı esma muayyenleştirmiş.. ama bu esma, Sani
mesela, Alim esması yani, ot olmuş, ot şeklinde gözüküyor, ama hiçliğini bildiğin anda, o
esmanın mertebe-i azamına ve hakikat-ı azamına veya hakikat-ı uzmasına mazhar olunca,
o Sani, o Alim, nerde varsa, sende oradasın, bir anda heryerdesin, sonsuz birşey.. Esma
geçmişte yok mudur kainatı kurmadan önce Nur-u Muhammediden (ASM)? kurduktan
sonra hakikatı uzması Nur-u Muhammedi demek hiçliğini bilmek yani o.. Bu esma yani
hangi esmalarsa nerdeyse sende oradasın, o zaman ne tuhaf birşey.. hiçliğini bilmek böyle
birşey, yoksa içi boşaltılmış, taş gibi hiç birşey anlamamak, yaşamış bir insanda beynin
hafızasını çökertmek değil bu.. Mutlak varolmak gibi yani mutlak derken haşa vacib
değilde, esmanın hakikat-ı uzmasına, mertebe-i uzmasına, mertebe-i azamına yani böyle
bir şeye mazhar olmak..
 
Hiçliğini bilmek, hiçbir şeye muayyenleşmemek, asfalt olmamak.. asfaltta Sani yok mu?
var.. şu yukardaki demirde yok mu? var.. şu lamba yanıyor, gece lambası orda Sani yok
mu? şu tabelada dağda yok mu? Sani var.. Sani nerdeyse ama ağaç olmadan, çiçek
olmadan, belirleniş olmadan, şey olmadan, o mertebede olmak.. işte hiçliğimi bilmeye
çalışıyorum demek, böyle bir şey yani.. heryerdesin haşa yani, Cennette mazhar olacağın
birşeye burda oluyorsun, Cennette biranda heryerde değil misin? hiç biryerde değilsin,
hiçbir mertebede değilsin, her mertebedesin, cennette öyle değil mi.. işte o hiçliğini bilmek
gibi şeye burda mazhar oluyorsun “Fedhuli fi ibadi vedhuli cenneti” işte bu Cennete girmek
oluyor işte burda.. evet ruhen manen böyle bir hal var işte Cennet gibi…
 
Hiçliğini bilmek hiçbirşeye dönüşmeyen esma mertebesi.. esma değil haşa, esmanın
mertebesi, mertebe-i uzması, mertebe-i hakikatı.. mesela Hakim, Alim, Kadir şu asfalta,
arabaya, lambalara, ağaçlara, kediye, köpeğe, kadına, erkeğe dönüşmemiş yani bu
şekilde olmamış bir esma mertebesinde olmak.. o zaman mazi, müstakbel, dün, bugün,
cennet, cehennem, hem lambasın, hem trafik levhasısın, hem köpeksin, hem ağaçsın,
hem asfaltsın, ne bileyim herşeysin ama hiç birşey değilsin, herşey ile her yerdesin, herşey
ile her yere bakıyorsun…

Yorumlar

Yorum Yap
Osman

Çok güzel.. iyiki kaydetmişsiniz.. çok önemli hiçliği anlamak isteyenlere...

26.12.2014
SÛRET - SURET - Yasin 1106 20.06.2013
SIRR-I AKREBİYETİN USÛLÜ 1 - Onur Akdeniz kardeş 2273 27.06.2013
Kudret & Kuvvet - Erdinç Öztürk 910 04.07.2013
TASAVVUR -- KOKU - Ali kardeş 1002 05.09.2013
Ayna-Alaaddin Kardeş 1017 20.09.2013