Sır - 1

6515 21.12.2012
İndir

SIR.1

Müsebbib-ül Esbab'dan başka bir melce' olamadığını aynelyakîn gördüğünden, sırr-ı ehadiyet, nur-u tevhid içinde inkişaf ettiği için şu münacat birdenbire geceyi, denizi ve hutu müsahhar etmiştir. Lem'alar 6 : Birinci Lem'a

Müsebbib-ül Esbab'dan başka (bütün sebeplerin dizgini elinde olan Cenab-ı Hak’tan başka) bir melce' olmadığını Hz Yunus as aynelyakîn gördüğünden (balığın karnında gördü) diyor Hz Yunus deniz kenarındayken ilmelyakîn görüyordu eğer karada iken aynelyakîn görse idi O’ndan (Allah cc dan) izin almadan gemiye binmeyecekdi.

Buna da peygamberlerde zelle deniyor.Yunus as ilmel yakindeyken “bunlar artık lâf dinlemiyor burada kalmama artık gerek yok diye karar verdi bu kararı verirken tebliğ sebeplerinin hepsini uyguladığını düşündü.

Akıl sebepler arasında seçim yapar,ilmelyakîn sebeplere bağlıdır,sebeplerle düşünür.

Sebeplerin arkasındaki icraat ise aynelyakîndir
( ilmelyakîn akılda aynelyakîn ruhda olmaktadır).
Yunus as müsebbib-ül Esbab'dan başka bir melce' olamadığını aynelyakîn gördüğü için sırr-ı ehadiyet, nur-u tevhid içinde inkişaf etti.

insana verilen kalb, sır, ruh, akıl hattâ hayal ve sair kuvvelerin hayat-ı ebediyeye yüzlerini çevirerek… Sözler 322 : Yirmiüçüncü Söz/İkinci Mebhas/İkinci Nükte
Burada sır için ruh,akıl,hayal gibi insana “verilen” bir latife olduğu anlaşılıyor.Demekki sır vücud-u haricisi olan bir varlıktır,verilmiştir.

O saray ehli ise; insandaki göz, kulak, kalb, sır, ruh, akıl gibi letaif …Sözler 323 : Yirmiüçüncü Söz/İkinci Mebhas/İkinci Nükte:
Sır için burada letaif deniliyor.
Hattâ vehim ve hayal ve sır gibi duygular hüşyar ve müteyakkız bir surette o zikir, o tesbihlerdeki müteaddid manaları kendi zevklerine göre alır, emer. Sözler 491 : Yirmiyedinci Söz/Yirmiyedinci Söz'ün Zeyli/İkinci Sebeb

Sır için sünger gibi emen bir varlıktır deniyor.

Sır bir latifedir,vücud-u haricisi olan bir mahluktur.

Fikredilmeyen hissedilmeyen massedilmeyen şeydir sır.

Sır değişkendir fikredip hissedip massedip vardığında orası sır olmaktan çıkar bir ötesi olan fikredemediğin hissedemediğin massedemediğin kısım sır olur.

Sırrı telefon misaliyle anlatacak olursak :
Telefon cesed,
batarya hayat,
kart iman,
kart ile baz istasyonu,uydu arasındaki bağlantı sırdır.

İnsanın akıl, ruh, sır, nefis gibi pek çok vazifedar letaifi ve hasseleri vardır. Sözler 495 : Yirmiyedinci Söz/Yirmiyedinci Söz'ün Zeyli/Sual:/Üçüncü Sual

Demekki sır varlıktır.
İlim ile gelen mesail-i imaniye dahi, akıl midesine girdikten sonra, derecata göre ruh, kalb, sır, nefis ve hâkeza.. letaif, kendine göre birer hisse alır, masseder. Sözler 764
: KONFERANS

Sır feyiz ve kemalatla beslenir emer,masseder o zaman sır bir zemindir,latifedir.

Mesail-i imaniye akıl midesine geldikten sonra (aklı olmayanın dini yoktur) ruh, kalb, sır, nefis ve hâkeza kendine göre birer hisse alır,buradaki nefis emmare nefis değildir,insan manasındadır.
İman da mahluktur malzemesi nedir? İşaret-ül İ’caz sayfa 71 de bahsediyor.
Delillerinden, bürhanlarından alacağı ibret, fikret, ünsiyet gibi üsare ve şiralarından vicdanda o tatlı, iman balları yapar. İşarat-ül İ'caz 71

İmanın malzemeleri :
1.Delil
2.Bürhan
3.Bürhanlardan hasıl olan ibret
4.Fikret
5.Ünsiyet
6.Şira

Delil : Bir şeye intikal etmek için kullanılan malzeme.

Bürhan ise o hakikati kendi alemine mâletme yani bizde karşılığını bulması.

İbret : Delil ve bürhanın karmasıdır.

Fikret : Düşünme,tefekkür,düşünülen şey,hissetme.Düşünme,tefekkür ve düşünülen şeyden uyandırılan his.

Ünsiyet : Hislerle,duygularla bağ oluşturup karşılığını kendinde aramak.

Üsare : Sana mâlolan esirler.İslamı,Kur’anı ve kâinatı malzeme olarak kullanarak kendini inşa etme halidir.

Şira : Bir ırmak veya herhengi bir su membaından su içmek veya almak için girilen yol demektir.Yani Cenab-ı Hakkın dinini ve onu anlamak için tercih edilen meşreb demektir. İmanı inşa eden allt yapılar bunlardır .

"İkimizden başka kimsenin bilmediği bir sır idi." Mektubat 109 : Ondokuzuncu Mektub/ALTINCI NÜKTELİ İŞARET

İki kişi arasında vücud-u haricisi olan hakikat iken üçüncü kişiler için sırdır.
Hem o sır iledir ki: "Rahat, zahmette; zahmet, rahattadır." cümlesi darb-ı mesel
olmuştur.Lem'alar 125 : Onyedinci Lem'a/SEKİZİNCİ NOTA

Sır zıtları birbirine dönüştüren yerdir veya şeydir.(Misal niyet hasenatı seyyiata
seyyiatı ise hasenata dönüştürüyor) işte sır latifesi de zıtları birbirine dönüştürüyor.
Bu kâinat, o sır ile; değil yalnız tecezzi kabul etmez bir külldür; belki mahiyetçe, inkısam ve iştiraki ve tecezzisi imkânsız ve müteaddid elleri kabul etmez bir küllî hükmüne geçtiğinden; ondaki herbir cüz', bir cüz'î ve bir ferdî hükmünde; ve o küll dahi, bir küllî hükmünde olduğundan…Lem'alar 325 : Otuzuncu Lem'a/Otuzuncu Lem'anın Dördüncü Nüktesi/Beşinci İşaret

Sır kâinatta cüz’ü küll külliyi ise cüz yapıyor.

Vehim de varı yok yoku ise var eder,

cüz’ü küll küllü ise cüz yapar ama vehim bunu zihinde yapar,vücud-u haricisiz yapar sır ise vücud-u hariciyi yapıyor.
Mesela içinde bulunduğum binayı hayalen yok edebilirim ama
hakikatte yok olmaz(vehim) bendeki sır latifesini devreye alarak bir şeye niyet etsem
misal param olsada şu fakire yardım etsem diye niyet etsem niyetim sır seviyesinde ise
o hayrı yapmamış bile olsam Allah cc yapmışım gibi kabul ediyor.

Sır saf enerjidir,
hemen vücud verir.
Sır katıksız enerjidir,ruhumuz ise katıklı enerjidir.
Yaptığımız bir iyiliğin hayrın başkalarına açıklanmaması bizde saf enerjiye dönüşür,kişide sırra mâl olur.
Yaptığımız iyiliğe şeytan hemen musallat olur ve yaptığımız
iyiliği ifşa ettirmek ister ifşa etmez isek bu saf enerji olur ve sırra mâl olur.

İsm-i Kayyum'un a'zamî cilvesine bir ölçü olduğu gibi, herbir mevcudun zerreleri dahi, yıldızlar gibi sırr-ı kayyumiyetle kaim ve o sır ile beka ve devam ediyorlar… Lem'alar ( 344 )

Cenab-ı Hakkın bize bırakmış olduğu hakikatlerin bir de sır tarafları vardır.

B.Mesnevi-i Nuriye sf 224 de : Miskin,mümkin,mukayyed,
mahdud,camid ve meyit olanı o
o halinde olmakla beraber aynı anda aynı şey zıddı da olabiliyor.
Misal güneş.Bir yerdedir ama heryer imiş gibi icraat yapıyor.Sır bunu yapıyor.

Mesela Geylani hz dersten sonra
talebeleri ile otururken elini havaya doğru uzatıyor ve elinde meyve belirip bu meyveleri talebelerine veriyor.
Üstad hz S.Tas.gaybiyede Geylani hz için
“o sırra mazhardır” diyor.
B.Mesnevi-i Nuriye sf 342 de :

Evet nebatata nisbetle meyve ve çekirdekler,
Küre-i arza nisbetle nebat ve hayvan
Aleme nisbetle insan ve peygamber
İnsana da nisbetle kalb ve sır
Birer muhtasar enmüzeçtirler ki,bunlar asıl ve küll ve muhit üzerine mütecelli olan bütün esmanın bir camii mazharı oluyorlar.
Çekirdek, hayvan, peygamber, sır daha batın
Meyve, nebatat, insan, kalb daha zahir
birer muhtasar enmüzeçtirlerki bunlar asıl ve küll ve muhit üzerine mütecelli olan bütün esmanın bir camii mazharı oluyorlar.Yani ağaca tecelli eden bilfiil Esma-ü Hüsna bilkuvve çekirdeğe tecelli ediyor (kuvve olarak,evamir-i tekviniye olarak)işte kalpte bilkuvve olan Esma-ü Hüsna sırra bilkuvvedir.O zaman kalbin kalbi sırdır.

Bundan ağaca tecelli eden esma bilkülliye çekirdeğe ise bilkuvvedir.Nebatat canlıdır hayvan da canlıdır ama hayvan daha camidir çünkü hayvanda ruh vardır,çekirdek meyveden daha camidir peygamber insandan daha camiidir sır da kalbin daha camisi,hülasası,çekirdeği,enmüzecidir.
İnsanda, kalbden başka akıl, ruh, sır, nefis gibi mevcud olan letaif ve hasseleri, kendilerine mahsus vezaife sevk ederek zengin bir dairede, kalbin kumandası altında îfa-yı ubudiyeti" tavsiye buyuruluyor. Barla Lahikası 177 : MEKTUBAT'IN ÜÇÜNCÜ KISMI

Akıl, ruh, sır, nefis mahluktur,vücud-u haricileri vardır.
Bu sır Risale-i Nur'a, hâdimlerine bir inayet-i İlahiye ve bir iltifat-ı
Rabbaniyedir. Kastamonu Lahikası 58 : Kastamonu Lahikası

Sır kişiyi has ve hususi kılar. Toplum içinde peygamber (peygamberlik sıfatıyla) nasılki
has ve hususi kılınır sır sahibi kişide toplum içinde sır sahibi olması sebebiyle has ve
hususi kılınır.Adeta haşa ve kella nasılki bazı lüks arabalara nerede oldukları bilinsin
diye CPS i gizli yere yerleştirilerek uydudan takip edildiği gibi Allah da cc tabirde hata
olmasın özel kullarına öyle muamele ediyor,takip ediyor.Bu sır olan CPS de uyduya sinyal
vererek karşılık veriyor.O’na muhatap oluyor.İnsanın da hülasa-i kalbi olan sır cps ile devamlı Rabbine bağlı kalıyor.
Allah cc nun tecellisi ayrıdır bağı ayrıdır.
Bağı kuran sırdır.

Sır vermeyiniz. Zâten sırrımız yok, fakat vehhamlar çoktur. Emirdağ Lahikası-1 108

Burada iki kişi arasındaki bağlantıyı üçüncü kişinin bilememesi sırdır.Bu iki kişinin arasındaki diyaloğun halidir sır.İnsanla Allah cc nun arasındaki özel bağın adıdır sır.Umumi tecellinin dışındaki hususi telefonudur sır.(Kişiyi has kılar)
Bu sır sana göründü ve ışıklandı: Mumunu ondan yandır, kıssat ve hikâyetin köşelerine git. Zira cüz'de cari olan, bazan küllde dahi cari olabilir... Muhakemat 45

Rabbinin sana karşı durumunu yani senin O’nun yanındaki kıymet ve dereceni sen bile
bilemeyebilirsin.Allah cc nun senin ayine-i kalbine koyduğu özel karşılığı sırdır.(Sır
latifesi)

Bir hadisi kudside “Allah cc bir kulunu severse kusurlarını ona gösterir,sevgisini
koyar,sevdiklerini sevdirir,sevmediklerini sevdirmez”…demekki insanın bunları hissettiği
yer sır latifesidir.

BİRİNCİ SIR: "Bismillahirrahmanirrahîm"in bir cilvesini şöyle gördüm ki: Kâinat sîmasında, arz sîmasında ve insan sîmasında birbiri içinde birbirinin nümunesini gösteren üç sikke-i rububiyet var. Sözler ( 8 )

Kâinat sîmasında
arz sîmasında
insan sîmasında birbiri içinde birbirinin nümunesini gösteren üç sikke-i rububiyet
var.Buna sır diyor.Kainatı arza,arzı insana cem etmiş.Yani kainat kainat olarak arz arz
olarak insan da insan olarak dururken aynı anda 3 şey bir şey olmuş ama 3 şey kendi
varlıklarını değiştirmeden.Misal oda aynı anda +10 derce iken aynı anda -10 derecedir
hemde aynı anda 0 derecedir.Aynı yer ama birbirine karışmıyor.Bu hali koruyan
zemindir sır,latifedir sır.
Kainatı arza,arzı insana cem etmiş bunu vehimde yapıyor ama vücud-u haricisi olmadan.

Sır ise vücud-u haricisi olarak bunu yapıyor kainatı arza arzı bana cemetmiş
ama kainat ve arz bende olmasına rağmen aynen yerinde de duruyor.

Fihi mafih içi dışında dışı içinde olarak misal arabayı şöförmü götürüyor araba mı şöförü götürüyor
dersek içinden(batınen) bakarsak şöför arabayı götürüyor dışından(zahiren) bakarsak
araba şöförü götürüyor
fihi mafih içi dışında dışı içinde…

Onun içindeki odur ve
Ne varsa odur..

 

Hasan Akar..

Yorumlar

Yorum Yap
Ziyaretci

Allah Razı olsun çok istifade ettim..Kalbinize,yüreğinize sağlık...

07.01.2016
Nurdersi.com

vimeo linki eklendi inş.

09.07.2015
Ziyaretci

Abi bu dersin linkini vimeoda paylaşabilirmisiniz?

08.07.2015
Nurdersi.com

İndirme linkine tıklayıp bilgisayarınıza indirdiğiniz takdirde izleyebilirsiniz inş.

21.03.2015
Hùlya

Bu konuyla ilgili videoyu nasil seyredebilirim?video gorùnmùyo

19.03.2015
Ziyaretci

Hocam, sekseninci dakikadan sonra kaset kesiliyor, gerisini nasıl hallettiniz dinleyemedim, ayrıca diğer derslere de henüz bakamadım. ancak ben de acizane bu dersten kısaca bir tefekkürüm oldu ki; o da mesnevi-i nuriyede geçen kısımla değerlendire bildim, peygamberlikle insanı, insanda kalple sırrı özdeştirmiş, Allah'ın peygamberlik kanunu insan kalbinde sır latifesi olarak tahakkuk ediyor, ondan insan benim sırrım demiş. hatta nur-u muhammediyi anlatırken siz orayı yakaladınız yanlış yerden tuttunuz, nur dediniz, sır hakikat kısmında sır..

17.03.2015
  • 00:52:29
    Allah’ın (cc) sırrı Ve Ene 1233 21.07.2019
  • 01:05:22
    İnsan benim sırrımdır ben de insanın -3 883 19.07.2019
  • 00:09:34
    Esrar 680 07.03.2019
  • 01:05:21
    İman.Bast-ı zaman.Hastalık.Şialar ve Vehabiler.Zahir aldatmasın.Ölüm dert değil… 3068 17.02.2017
  • 01:07:24
    SİRAYET 1 8203 09.09.2016